
Kolay değil öyle mutluluk.
Bir bir vazgeçmek lazım hepsinden.
Gülümsemekten mesela. Sonra şımarmaktan. Sonra birsürü şeyden daha. Sonra senlikten.
Mutlu olmak için bir de, kendin gibi de davranmamak lazım. Boşvermek lazım bir de. Senin alıştığın ve düzenlediğin şeylere “bunlar boş” diyenlere de boşvermek lazım.
Kuralların olsun yine, vazgeçilmezlerin. Ne kadar çoklarsa onlar, o kadar mutlu olursun.
Sert ol mesela, sert olma derlerse de yeme, inanma.
Ağır ablalıktan da asla vazgeçme.
Arkadaş olma kimseyle, gerek duyma. Yalnız iyisin sen.
En iyisi yalnız güzelsin.
Şems Mevlana filan, hikayede güzel onlar. Sakın ola, öyle dostlar arama kendine.
Bol rokalı salata yemek de çare değil zaten.
Böyle biberli tarhana da yetmez.
Daha başka şeyler bul kendine. Başarılı ol en iyisi.
Bak en güzeli de budur inan.
Başarılı ol, mutluluk önemli değil.
Bir sürü kitap oku. Bir sürü de yaz. Popona kocaman bir etiket as. Çok büyük olsun ama, en kocamanından.
Giden gelen görsün, kimmişsin sen.
Herkese haddini bildir mesela. Ez kır geç. Kim ki onlar.
Ne diyordum, olabildiğine sert ol.
Yaklaşamasın kimse.
Aptal, kim dedi sana yumuşa diye.
Ceviz kabuğunun içindeki kestane şekeri, haddin değil senin, kabuğunu kırdırmak.
Sen bil içindekini, ona bile deme ötesini.
Ceviz kabuğu içindeki aptal kestane şekeri, demiş miydim ben sana, aptalsın sen.
Aptaaaal aptaaaaal aptaaaaaal!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!